08 ~ 17 Ocak 2010
1974 Muğla doğumlu. İlk ve Orta Okulu, cocukluğunu yaşadığı yer olan Turgut Nahiyesinde (Mitolojik adı: Lagina) tamamladı. Lise öğreniminin ilk yılını Yatağan İlcesinde, geri kalan kısmını İstanbul’da Özel Gökşen Akşam Lisesi’ nde tamamladı. Lisedeki resim öğretmeninin, resim yeteneğini keşfederek yüreklendirmesi resime yönlenmesinde etken oldu.
Özgür yaşam arzusu, sanat anlayışını bicimlendirdi ve soyut resim tarzını resimlerinde benimsedi. 1991 yılının Mayıs ayında İSTANBUL’a yerleşti. 1995 yılında askere alındı. Kas Hastalığı belirtisi dolayısıyla askerliğini yarıda bırakmak zorunda kaldı. 1998 yılına kadar ailesinin şirketinde çalıştı. 1998 krizinde şirketinin iflası ile parasızlığı, umutsuzluğu yaşadı. Kendi deyimiyle hayatı, fırtınalı denizde giden şilepler gibi yaşamaya başladı. İstanbul’da yaşayamayacağını anlayıp Muğla’ya doğup büyüdüğü koye (Lagina’ya) döndü. İşsiz ve umutsuzdu. 2000 yılına kadar ara ara sahil kesimlerde çalışıyor ve kalan zamanını resim calışmalarına ayırıyordu.
İSTANBUL sevdası yüzünden, 2000 yılının Kasım ayında yine İSTANBUL’daydı. Tesadüfen karşılaştığı, resimlerini gösterdiği bir sanatçı Mehmet GULERYUZ’le görüşmesini önerdi. Mehmet GULERYUZ’e ulaşarak onun gözetiminde resimler yapmaya başladı. Muğla’dan İstanbul’a gidip gelerek Güleryüz’ün eleştiri ve önerilerini alıyor ve calışmalarında bunları sentezlemeye çalışıyordu. 2001 yılı sonuna kadar bu şekilde gelişimini sağlamaya çalıştı.
Aynı zamanda 2001 yılından bu yana Karayolları kurumunda, halen de Karayollarının İzmir Bölge Müdürlüğünde çalışmaktadır. 2002 yılında, 19-30 Kasım tarihleri arasında Ankara Devlet Güzel Sanatlar Galerisinde ilk kişisel Sergisini actı.
Wassily Kandinsky, Pablo Picasso, Mehmet Güleryüz, G.Taner, Utku Varlık, Erdal Alantar, Bedri Baykam en çok etkilendiği sanatçılar. Sanatçının düşlediği; insanların birbirlerine yapmacık davranışlarının olmadığı ve hiçbir kimsenin başkalarının yaşam hakkına tecavüz etmediği bir yaşam. Sanatçı; 100’u aşkın resiminde, İnsanın Evrende yeniden doğuş icin ana rahmine düşene dek gecen evreyi, ana rahminde büyüyeceği evreyi ve bir bebeğin dünyaya gelişini betimleye çalıştı. Selami Yıldırım “Calışmalarıma; kısıtlı zaman ve bütçe ile Eşimin, Cocuklarımın yaşam kalitelerinden kısaraktan da olsa, geride bırakabileceğim en iyi şeyin insanlarla paylaşabildiğim sanat hayatım olacağı düşüncesiyle YILMADAN, BIKMADAN, USANMADAN devam ediyorum” diyor.
0 comments on “Selami Yıldırım”