1939 yılında Uşak’ta doğdu. Makina ve Biyoloji Eğitimi aldı.1963-1996 yılları arasında Ege. Üni. Fen Fak. Biyoloji Bölümü, Botanik ve Herbaryum Merkezinde Bitki Sistematiği dalında Öğretim elemanı uzmanı olarak çalıştı. 1997 yılında seramik sanatçısı Bingül Başarır’ın yanında seramik çalışmalarına başladı.
Yurt içi ve yurt dışında 12 kişisel, 10 yarışmalı, 18 karma sergiye katıldı. Eczacıbası Seramik Sanat atölyesinde ve Cam Ocağı Vakfı, Cam okulu, Öğümce, Beykoz ‘da çalıştay yaptı. 59. Devlet Seramik Yarışması Başarı ödülü ile 5 ödülü bulunmaktadır. Çalışmalarını Tire, Küçükkale köyündeki atölyesinde sürdürmektedir.
Yıllar geçtikce bitkilere ve doğadaki tüm nesnelere başka gözlerle bakmaya başladı. Hissetti. O gördükleri onlar değildi. Başka birşeyler anlatılmak ve gösterilmek isteniyordu sanki. O nesneleri esin kaynağı gibi alıp, değişik malzeme ve değişik formlarda yeni birşeyler yaratmayı öngördü.
Hintli düşünür Krisnamurti’nin bir sözü vardır “DÜŞÜNEREK BİR ŞEY BULAMAZSINIZ”. Eğer belleğinizde o şeyle veya şeylerle ilgili ve onu temel alan bilgiler yoksa ne düşüneceksiniz? Neler ekleyip neler çıkaracaksınız. Onun öncesi olmalı ki bir şeyler ekleyip, yeni birşeyler ortaya koyalım.
Çamur bu iş için mükemmel. Yaptığınız 3 boyutlu nesneyi istediğiniz gibi oynayın. Tek kelime ile harika. Sanat bir oyundur demişler, iyi veya kötü oynuyoruz. O zaman ortaya bir şey çıkıyor. Sanat diyorlar adına.
Doğada birçok canlının yaptığı harika formlar var. Örümceğin salgısı ile kapan olarak yaptığı o yapı, çulha kuşunun söğüt ağacının tüylü tohumları ile yaptığı yuvası ve daha neler neler. Ancak hiçbirisi yaptıklarını sanat yapıyoruz diye yapmıyorlar. İnsan yaptığını sanat diye yapıyor.
O zaman şunu diyebiliriz; İNSAN, BİLEREK SANAT YAPAN TEK CANLIDIR.
0 comments on “Erkuter Leblebici”